Cumartesi, Şubat 17, 2007

KAYIKÇI KAVGASI ve BİNDİRİLMİŞ KITALAR
Bir dostumun yayınlamam isteği ile gönderdiği yazısını aşağıda hiçbir değişiklik yapmadan yayınlıyorum. Teşekürler dostum Sn. Tahsin uslu kalemine sağlık

Sn. Ali Şen ile başlayan ve Sn. Aziz Yıldırım ile devam eden kayıkçı kavgasının amacı yalnızca rating yükseltmek. Hesapsız harcamalarına rağmen sportif planda yıllardır başarı yakalayamayan ve bu nedenle de taraftar sayısı hızla gerileyen Fenerbahçe camiası abes konularla iştigale devam ediyor. Şantajlarına boyun eğmeyen kim varsa tehdit ediyorlar ve türlü entrikalarla yıldırmaya çabalıyorlar. Sn. Ali Şen'in zamanında Fenerbahçe klubü üyesi Sn. Şenes Erzik beye yaptığı neyse bugün Sn. Aziz Yıldırım'ın Sn. Haluk Ulusoy'a yaptığı da aynı. Önce ortalığı bulandırıyorlar, ufuksuzluklarının ya da bilgisizliklerinin yolaçtığı sportif başarısızlıklarının nedenini federasyon başkanlarına yüklüyorlar ve sonra da bulanık suda balık avlamaya çalışıyorlar.
Sn. Ali Şen, Sn. Şenes Erzik'i göndermekle övünüyordu, peki kim kaybetti Sn. Şenes Erzik'in ayrılmasıyla..? Peki ya sonrasında federasyon başkanı seçtirdikleri Sn. Abdullah Kiğili neden kalıcı olamadı o mevkide.? Neden apar topar koltuğu bırakıp kaçmak zorunda kaldı.? Fenerbahçe klubü üyesi Sn. Abdullah Kiğili acaba Sn. Ali Şen'in hangi baskılarına dayanamadı da bıraktı kaçtı.? Sn. Bilgin Gökberk veriyor cevabı; hem Şenes beyi ve hem de Abdullah beyi Fenerbahçe'nin gönderdiğini yazıyor (16 Şubat 2007). Nedir peki dertleri.? Ne istiyorlar da olmuyor acaba?
Bu sorunun cevabını bulmak gerekiyor. Tesadüf müdür bu kadarı? Üç federasyon başkanı da bunlara düşman...!! Üstelik bunların üçünü de kendileri seçtirdiler ve bunların ikisi de kendi klüplerinin üyeleri..
Öyle anlaşılıyor ki, Fenerbahçe klübüne yıllardır musallat olan ve muhtemeldir ki bu işten çesitli çıkarlar da sağlayan bir klik, futbolü kendi kişisel hesapları için sabote etmekten çekinmiyor.
Bu klik şimdi de Sn. Haluk Ulusoy ile uğraşıyor. Federasyon başkanı maçlarına gelsin istemiyorlar ve adamı açıkça tehdit ediyorlar. Sn. Haluk Ulusoy maça gelecek olursa güvenlik problemi doğacak, öyle anlaşılıyor.
Basın, bir iki onurlu ses dışında bu tehdide zaten boyun eğmiş durumda.. Sn. Erman Toroğlu "sıkar, diye yazıyor, Haluk Ulusoy'un maça gelmesi..". Sn. Ogün Altıparmak ise, bir televizyon programında Fenerbahçe yönetiminin böyle bir ayıp yapmayacağını ama taraftardan baskı geldiğini belirtiyor ( ! ). Hani taraftar öpmek istese öptürmekte beis görmüyor Ogün bey. Ortalık toz duman. Tek tük cılız ses dışında basın Fenerbahçe yönetimini ele geçiren bu kliğe "Beyler, ne yapıyorsunuz? Ciddi olun biraz. Federasyon başkanını tehdide hakkınız yok" diyemiyor. Akıl zayi olmuş.
Kontrolü iyice yitirmiş klik ise zıvanadan çıkmış, kendilerini akıl yoluna davet eden tek tük cılız sese saldırıyor. Sanki "deli dana" virüsü futbola bulaşmış gibi.. Bu hengame içinde Fenerbahçe AZ Alkmaar ile oynuyor ve rakibinin elinden güç kurtuluyor. Ve tribünlerde beklenen görüntüler. Sn. Haluk Ulusoy'un maça gelme ihtimaline karşı hazırlıklar eksiksiz yapılmış ve bindirilmiş kıtalar önceden tribünlere yerleştirilmiş. Silahları, bıçakları, pankartları herşeyleri tamam, donanımlarında eksik yok.. Muhtemelen yüklüler de... Çünkü yerlerinde duramıyorlar. Sn. Haluk Ulusoy gelmediyse gelmesin, bu defa kendi aralarında başlıyorlar. Verilen ilaçlar etkisini gösteriyor olmalı ki, silahlar patlıyor, bıçaklar batırılıyor, kendi kendilerini telef etmeye başlıyorlar.
Peki ya bir de Sn. Haluk Ulusoy maça gitse idi, neler olacaktı.? Acaba bu klik bu sorunun cevabını da düşünmüş müydü.? Hiç sanmıyorum.. Onlar, kişisel problemlerini, yetersizliklerini ve komplekslerini tatminle meşguller. Futbolun temeline koydukları dinamit bir gün kendilerini berhava edene kadar da bu yoldan geri adım atabileceklerinin işaretleri görünmüyor. Bunların iflah olacağı yok..
Çare, bu kliğin kurduğu komploları boşa çıkaracak kadar aklı başında ve sağduyulu Fenerbahçe seyircisinde. Bu kitlenin ağırlığını koyması ve klüplerini ele geçiren bu kliği etkisiz hale getirmesi şart. Başkaca bir çözüm görünmüyor. Sn. Haluk Ulusoy gitse ve yerine Sn. Hamdi Akın gelse ne olacak.? Hiç kuşkunuz olmasın ki yarın Sn. Hamdi Akın da kendi klübüne lanet okuyacak noktaya gelecek ya da getirilecek.
Çözüm bu yüzden federasyonu seçimlere götürmekte değil, bu kliğin behemahal Fenerbahçe yönetiminden uzaklaştırılmasındadır. Fenerbahçe taraftarının akil olup olmadığının ölçütü budur. Fenerbahçe taraftarı ve camiası bunu başarırsa futbola dostluğu yeniden getirecektir. Fenerbahçe gibi bir camianın bu kliğin elinde oyuncak olması da esasen hem hoş değildir ve hem de böyle büyük bir camiaya yakışmamaktadır.

Hiç yorum yok: