Gelelim bizi ilgilendiren bölümüne, daha önceleri defalarca
yazdım, bir kez daha yazmak farz oldu bu ifadenin karşısında, Galatasaray’ın
pürü pak olma ihtimali var mı bu düzen içinde şüphesiz yoktur, olamaz da… Ama
her şeye rağmen insanın zoruna gidiyor, bu kadar açıktan zekamızla dalga
geçiliyor olması, hani ikinciliği şereflilik ilan ederek mefhum u muhalifinden
hareketle de birinciliği şerefsizlik ilan etmek, sevsinler seni müzevir
teşkilatının İstanbul memuru, yahu senin çevirdiğin dalaverelerin sıcaklığı
küresel ısınmaya neden oldu, bırakın artık bu bayat numaraları… Alemi kör ve
aptal yerine koyup, kendi zekanızı parlatma çabalarına bir son verin artık,
yemiyorlar aslanımmm…
Şimdi gelelim; müzevir teşkilatı memurunun iddiasıyla kain
şerefsiz 8-0 lık maça; ama önce satır başları halinde bilgilere bir bakalım,
1.
Ankaragücü
kadrosunda o sezon Beşiktaş’tan transfer edilmiş,
a.
Sinan
Engin
b.
Fikret
Demirer
c.
Zalad
adlı futbolcular da bulunmaktadır.
2.
Peki,
Ankara’daki Ankaragücü-Beşiktaş maçının skoru neydi, 6-0 Beşiktaş lehine…
3.
O
sezon Beşiktaş Ankaragücü’ne 2 maçta toplam kaç gol atmıştı dersiniz, 10 gol
hiç yemeden…
4.
O
sezon Galatasaray Ankaragücü’ne toplam kaç gol atmıştı dersiniz, 11 gol hiç
yemeden…
5.
Galatasaray
Ankaragücü kalecisi Zalad’ın oynadığı ilk yarıda kaç gol atmıştı dersiniz, 5
gol, yani 2. yarıda yerine geçen Arif’te 3 gol yemişti…
Bugün hala Beşiktaş’ta aktif görevleri bulunan ve Beşiktaş’ın
ali menfaatlerini koruduklarını her fırsatta beyan etmekte olan Sinan Engin ve
Fikret Demirer o gün neden oynamadıklarını bir açıklasalar da bilsek, Perşembe
günkü idmana çıkacaksınız, idmanı sorunsuz tamamlayacaksınız, sonra maça
çıkmayacaksınız, size de maça çıkmayın diye bir şeyler veren oldu mu acaba?
Neden oynamadınız?
Peki, bugün sadece ve sadece kafaları bulandırmak için
maksatlı ve bilinçli konuşan içlerinde Sinan Engin ve Fikret Demirer’in başını
çektiği bu grup, bilmez mi ki acaba arşiv denen bir olgu vardır bu söyledikleri
arşivlerle uygunluk arz etmelidir, bilirler öyle bir bilirler ki doğruyu
söylemek işlerine gelmez sadece, çünkü konu nema ve mama meselesidir.
|
Bakalım o sezon, son maçtan sonraki gol averajı durumuna, Galatasaray
attığı 74 yediği 21 averaj 53, Beşiktaş attığı 68 yediği 23 averaj 45 yani fark
8 Galatasaray lehine, yani Galatasaray 1-0 yense de şampiyon oluyor, hadi
bakalım ne diyeceksiniz, kaldı ki İstanbul’daki Beşiktaş Gençlerbirliği maçı
ilk yarı skoru 2-1 Beşiktaş lehine, Galatasaray 5-0 önde şike olsa frene basmaz
mı acaba? Diğer taraftan gelelim ikili averaja, yine o sezon, ilk maçta Beşiktaş
kendi sahasında Galatasaray’a 3-1 yeniliyor, 2. maçta ise 1-1 berabere kalarak
zaten rakibinden o sezon içinde daha iyi olamadığını gösteriyor, kaldı ki
galibiyet sayıları bile genelde Galatasaray lehine, ama maksat ortalıkta geyik
bol olsun da nasıl olsa yiyen olur geyiği… Kimse demiyor ki bu Ankaragücü o
sezon son anda kümede kalan Karşıyaka’ya bile kendi sahasında 5-0 yenilmiştir,
zaten genelde de durumu iyi değil. Üstelik bir detay bilgi,
Galatasaray-Ankaragücü maçına yönelik, Galatasaray yaptığı 41 atağın, 8
tanesini gole çevirmiş yani gol yüzdesi %20 ler düzeyinde, Türkçe meali yani yaptığı
her 5 atağın 1 ini gole çevirmiş, aynı takımla oynayan Beşiktaş’ta bu oran ne
diye baktığınızda %15 yani anlayacağınız Beşiktaş daha başarılı, hangi konuda
dediğinizi duyar gibiyim, hiç kuşkusuz ki atakları gole çevirmede kuşkusuz
olmasın!!!
O meşhur sezon Beşiktaş; Ankaragücü’nü Ankara’da 6-0,
Konyaspor’u 7-0, Bakırköyspor’u 6-3 gibi farklı skorlarla yeniyor ama bu
skorların hiç birisi için diğer kulüp yöneticileri bir şey demiyor, ama söz konusu
Galatasaray olunca derhal “bas gaza yavrum bas gaza” teranesi, hadi oradan be
derler adama. Adama sorarlar eğer siz diğer maçlarda bu kadar farklı skorlar
yapmamış olsaydınız, acaba averaj durumu son maça kadar böyle iddialı
gelebilirmi di?
Evet, ne zaman FB ve BJK ile ilgili şike ve şaibe
skandalları olsa hep bu maç temcit pilavı gibi sunulur ki kendi dalavereleri ve
dümenleri örtüle. İşte bu yazı ile birlikte tüm Fenerbahçeliler ve Beşiktaşlılar
artık bu konuyu bir kez daha ağızlarına almayacaklardır umarım. Tarafıma ait olan http://www.spordaalternatif.blogspot.com/
adresindeki bloğumda 09 Aralık 2007 tarihinde konuyu daha detaylı yazarak
bilgilerinize sunmuştum, isteyenler mezkur adresten mezkur yazıya
ulaşabilirler.
Özellikle Beşiktaşlılara bir başka bilgi daha vereyim ki
artık bu 8-0 işine fazla takılmasınlar, meşhur bir Liverpool – Beşiktaş maçı
vardır bilirler, bu maçta 8-0 Beşiktaş aleyhine bitmiştir ve maç
istatistiklerindeki atak/gol oranlarına bakılırsa; Liverpool her 3,75 ataktan
birinde gol bulmuştur. Her 8-0 ı şike zanneden kişilere Liverpool’a 8-0 yenilen
Beşiktaş’ta mı şike yaptı diye sorarlar, maazallah… Kaldı ki Türkiye futbolu
8-0 lık mağlubiyetlere ilk defa bu maçlarda tanık olmamıştır, yaşı yetenler
gerilerde bol miktarda 8-9 lık mağlubiyetler görmüş ve yaşamışlardır.
Şimdi ben böyle yazıyorum diye kimsenin aklına Galatasaray
şike işleri içinde olmamıştır dediğimi zannetmesin, toplumsal kalkınmanın,
gelir adaletinin, sosyal adaletin temelini oluşturan ekonomik ve siyasal
tercihlerin bu kadar kötü olduğu ülkelerde bunun iddiasını sürdürmek
andalüplüktür en hafifinden. Galatasaray kulübünü yöneten insanların diğer
kulüpleri yönetenlerden sadece ve sadece isim olarak farklı oldukları kanaatimi
hep açıkladım ve de açıklayacağım bundan sonra da… Kulüp yöneticileri arasında
Turgan Ece’lerin olduğunu düşünürseniz, kaçınılmaz olarak isimleri dışındaki
her şeyleri benzeyen bu insanların sürekli benzer şeyleri yapabileceklerini de
kolaylıkla tahmin ve teşhis edebilirsiniz, demek istemekteyim. Kulüp başkanının
kulüp yönetim kurulu üyelerinin futbolcu transferlerinden komisyon aldıklarını
iddia ettikleri bir ortamın tüm unsurlarının hiçte temiz olmadıklarını
düşünebilecek kadar zekâm olduğunu herkesin bildiği tahmin ediyorum. Diğer
taraftan, bilançosunun 3 milyar dolara dayandığı, muhasebesinin olabildiğince
kara düzen tutulduğu, kayıt altına alınmasının hem istenmediği hem de kolay
olmadığını bildiğim bu sektörün unsurlarının da rutinlere uymadan saf ve temiz
kalabileceklerine inanmayacak kadar da tecrübem oldu ahir ömrümde… Gerek
unutulmaz büyük kaleci Varol Ürkmez ve Metin Kurt’un anılarını ve anıları
üzerine yapılmış röportajlarının okunması halinde, ki anı kitapları kitaplığımı
süslemektedirler, ne demek istediğim
daha net anlaşılacaktır. Yeter ki okuyalım, araştıralım ve bize sunulanların
hayatımızla uyumuna bakalım, bu uygunluğu akli süzgecimizden geçirelim neler
görürüz neler…
1 yorum:
manisasporada 2.3 milyonu beşiktaş verdi de dede kutul bu nasıl yazıdır bu kadar araştırılmamış bu kadar taraflı yazı görmedim arkadaş
Yorum Gönder