Salı, Eylül 28, 2010

HAKEMLER VE MAL BEYANINDA BULUNMAK

Kim bu futbol hakemleri? Kimler hakem olmak ister örneğin? Genellikle kimseye yaranamazlar, gerek seyirci gerek her iki takım yöneticileri, oyuncuları ve teknik yöneticileri hep taraflı, yanlı ve önfikirli olmakla suçlarlar ve zımmi olarak ta karşı taraftan çıkar sağladığı anlatılır, bu şartlarda kim hakem olmak ister acaba? Örneğin, 50.000 kişi aynı anda “.bne hakem” diye bağırdıklarında ne hissederler? Sürekli küfür yemelerine karşın neden bu mesleği hem de asıl başka başka güzel meslekleri olmasına rağmen icra ederler? Acaba bu hakem taifesi genellikle mazoşistlerden mi oluşur da böyle ızdıraplı durumlara katlanırlar? Normal bir durumudur acaba, bazı maçlarda 60-70 dakika tribündeki seyircilerin koro halinde ana-avrat-din-iman-mormintan küfürlerine muhatap olmak? Nedir bunun izahı kimse tam olarak bilmiyordur herhalde? Bazen bazı psikolog ve sosyologlar hakemlerin egolarının büyüklüğü ile açıklamaya çalışırlar durumu da, o koro halinde küfür altında kalmanın ilave başka açıklamaları olmalı, yoksa o küfürlere katlanmak için başka yerlerinin daha büyük olması gerekmez mi?
Hangi maçlarda neler yaparlar? Kişisel çıkarları için maçları kötü mü yönetiyorlar? Peki, kötü niyetli maç yönetiyorlarsa karşılığında para mı alıyorlar yoksa gayrimenkul ya da menkul bir mal mı alıyorlar? Peki, belli bir bedel mukabili değilse bile siyasi, sosyal nedenlerle maçları kötü yönetmeleri söz konusu olamaz mı? Peki, işlerini kaybetme korkusu ile hatırı sayılır devlet büyüklerinin talepleri karşısında da mı bazı takımlara ya da futbolculara toleranslı davranmazlar? Hatırı sayılır devlet büyüklerinin talepleri karşısındaki tehlike sadece iş kaybetme korkusu mudur? Acaba başka baskılar oluşturulmuyor mu üstlerinde? Hatır şikesi şikeden sayılmaz mı örneğin? Mesela kendilerine kolayca ulaşabilen bazıları hakemlere şunlar yıldız futbolcudur bunları kollayın demişler midir acaba? Yıldız futbolcuları koruyup kollayıp gözeten bir yorum da başka bir tür şike sayılmaz mı acaba? Peki, eski hakemlerden kurulu yorumcu takımı neden bazı hakemler için etki altında kalır bu çocuklar derler de nasıl etki altında kaldıkları kendilerine sorulmaz yada kendileri açıklamaz? Peki, acaba bu eski hakemlere de zamanında bu tür baskılar yapıldığı için mi bilirler bu detayları yoksa işkembeyi kübradan mı atarlar? Hakemden hakeme oyun kurallarının farklı yorumlanmasına dünyanın her ülkesinde olduğu gibi ülkemizde de rastlanır da aynı hakemin maçtan maça takımdan takıma yorumu neden değişir acaba? Tamam, hakemlerin hepsi bu kapsamda değerlendirilemezler ama ayyuka çıkmış bu söylentilerinde nedensiz olduğunu söylemekte abesle iştigaldir.

Geçen yıl oynanan olaylı F.Bahçe-Beşiktaş derbisi sonrası Beşiktaş Kulübü Başkan Yardımcısı Erdoğan Toprak yaptığı basın toplantısında yönetim kurulunun kararı biçiminde, tebarüz ettirdiği ve “Orta değil, bazı yardımcı hakemlerle, bazı kulüplere çıkar sağlandığını düşünüyoruz” cümlesini sarf etti.

O günden bu güne Türkiye Futbol Federasyonundan bir cevap, bir aksiyon, bir açıklama geldi mi? El hak ne gezer…

Peki, neyi kastetmekteydi acaba Sn. Toprak? Sadece bir anlık kızgınlık ve öfke ile mi sarf etmişti bu sözleri yoksa bildiği bir şeyler mi var? Biliyorsa neleri biliyor? Bildiği konuları kimlerle paylaşıyor? Yoksa boş atıp dolu tutmaya mı çalıştı? Yoksa aslında bildiği bir şey yok ama varmış gibi bak daha dikkatli olmazsanız bunları açıklarım yaklaşımı ile bir baskı mı yaratmak istiyor? Ya da aslında kastettiği tarafın da bildiği ortak bir sırdan mı bahsediyordu? Yoksa söylediği bu lafların, hukuki ve sosyal yaptırımları olacağını bilemeyecek kadar acemi bir yöneticimi Sn. Toprak? Ne demek “Çıkar sağlamak!” hala bekliyoruz bunun hukuki ve fiili karşılığının ne anlama geldiğinin açıklanmasını... Peki, bu kabil laflar etmenin TFF tarafından bir karşılığı yoksa TC Devletinin yargı kurumlarından birinin nezdinde bir hukuki karşılığı yok mudur? Peki, bu davranış ta bir tür suç işlemek değil midir? İddia sahibi dediğini ispatlamakla yükümlü değil midir?

Ahlaklı, seviyeli ve temiz futbol için, devletin savcılarının derhal soruşturma başlatması gerekmez mi idi acaba? Görünen o ki, TFF nin umurunda değil bu suçlamaların altında kalmak… Peki, MHK ne diyor bu konuda? Kocaman bir sus… Peki, herhangi bir eski ya da yeni yardımcı hakem ve de özellikle mezkûr maçın yardımcı hakemleri bu sözlerden kendi üstlerine bir şey almamış mıdır? Bu sözlerde bu maçın yardımcı hakemlerinin alınmasını gerektirecek bir anlam mı yoktu acaba? Yoksa varda mezkûr yardımcı hakemler bu ağır ithamın altında kalmalarını gerektirecek ve karşılığı olacak bir ilişkinin içinde midirler? Neden susarlar, neden cevap vermezler, insan onurunu bundan daha fazla incitecek ve kıracak başka nasıl bir davranış olur ki acaba?

Peki, böylesine önemli açıklamalar bir defaya mahsus oldu da mı cevap verilmiyor? Hayır, maalesef bu sezon da daha 6 hafta oynanıyor durum aynı, gücü gücü yetene…

Bu durumdan büyük ölçüden kurtulmanın, nispeten şikenin en büyük sonuçlarından sayılabilecek unsurların denetlenmesinin önünü açmak gerekmektedir. Peki, nasıl olabilir bu sözlerin etkisini azaltmak, ya da boşa sarfedildiğinde sarfedeni ispata davet edebilmek ve tarafları aklamak…

Bu yaklaşımdan yola çıkılarak TC Maliyesinin ilgili birimleriyle de işbirliğinde bulunularak, başta ve behemehâl; suçlayanların ve suçlananların, bilahare de suçlanmayan tüm hakem, hakem yöneticileri ve MHK`ları ile gözlemcilerine en az 15-20 yıl geriye giderek ve “Nereden ve nasıl buldun?” sorusu sorulmalı ve mal varlıkları araştırılmalıdır.

Bakalım Futbol Federasyonunun Başkanı Mahmut Özgener ve Merkez Hakem Kurulunun hemşehrisi ve hakemlik hayatı büyük şaibelerle dolu Başkanı hakem çocuğu hakem Oğuz Sarvan, bu konuda neler yapacaklar merakla beklemekteyiz… Ayrıca, yetimin hakkını yedirmem, fakir-fukar-gürabanın hakkını kimseye kaptırmam iddialarının sahipleri bu konuda ne yapacaklar merakla beklemekteyiz…

Şimdi soruyor ve cevap bekliyoruz…

1. Süperlig’te görev yapan hakemlerden ve MHK Başkanı ile üyelerinden mal ve servet beyanları istendi mi?
2. Bu beyanlar istendi ise alınabildi mi?
3. Bu beyanlar gizli mi?
4. Bu beyanlar basına ve kamuoyuna açıklanacak mı?
5. Bu beyanlar açıklanmadığı takdirde bunların her an değiştirilebileceği konusunda kamuoyunun kaygısı olduğunu biliyor musunuz?
6. Kamuoyunun yaygın olarak şikâyet ettiği menfaat temini ve nemalanmayı devam ettirmekten başka bir amaca hizmet etmeyen “gizlilik” bu yıl da devam edecek mi?
7. Peki, mal beyanı gizli kalırsa kamuoyunun herhangi bir koku veya duyum alması halinde veya bilgi edinmesi halinde bu bilgiyi nasıl teyit etmesini beklemektesiniz?

Vs…vs…vs….

Pazartesi, Eylül 20, 2010

BU LİGİN EN SIRADAN TAKIMI: GALATASARAY

Galatasaray; maalesef bu ligin şu an için en sıradan takımıdır ve bunun müsebbibi de Rijkaard’tır.
Bir profesyonel futbolcu için refleks olması gereken aut atışından gelen topa, top ceza sahası dışına çıkmadan dokunulmayacağını artık Ayhan’da unutmuş ne yazık ki… Demek ki refleks yitirilmiş, demek ki bu konuda çalışmalar ciddi değil, laf olsun kabilinden yapılmaktadır.
Servet kötü; neden? Çünkü sorun hem moral açıdan hem de teknik açıdan büyümüştür, peki ne oldu da Servet’in moral durumunda düşüşler var, geçen sezon sonu geriden beklediğim topları çıkaramıyor diyerek bir şey uydur (sanki dünyada dediğin futbolculardan çok var da) ve sen adamı göndereceğim diye çırpın dur, şimdi de adama sarıl ilaveten de idmanlarda anlaşıldığı kadar da iyi çalışma ne olur? Servet biter peki kusurlu tek başına Servet mi kesinlikle hayır asıl ve asli kusurlu RİJKAARD’tır. Servet böyle de diğer futbolcularda durum farklı mı, hiç zannetmiyorum.
Peki Rijkaard’ın Galatasaray’da beğendiği futbolcu var mı? Yok, nereden mi biliyoruz. Kendi açıklamalarından, ne diyor hazret; “bu kadro ile bu kadar” ya da geçen sezon sonu “bu takım, bu kadro kalitesiz bir kadrodur” Beyefendi bu elindeki kadro bir rüya kadrodur; ya sen futboldan ve futbolcudan anlamıyorsun ya da sen çakma Rijkaard’sın. Bu kadro kötüde sen iyi teknik direktörsün öyle mi? Bak bakalım Galatasaray’daki tahribatına;
• Barış dibe vurdu
• M. Battal dibe vurdu
• Servet dibe vurdu
• M. Sarp dibe vurdu
• Arda dibe vurdu
• Aydın dibe vurdu
• Ayhan dibe vurdu
• Ali Turan dibe vurdu

Rijkaard sayesinde takımın geleceği içinde düşünülen ancak Galatasaray’dan gönderilenler; Emre Güngör, Uğur Uçar, Volkan Yaman, Mehmet Güven, Lincoln, Nonda, Ümit Karan, Caner Erkin, Yaser Yıldız, Semih Kaya, Alparslan Erdem ve daha saymayacağım yıldız ve genç futbolcu bu takımdan uzaklaştırıldı, peki kimler alındı şimdi kim hatırlıyor onları belki de Hazret onları ben almadım diyebilir, o zaman da sorarlar adama sen mi yönetiyorsun takımı başkalarımı diye, gerçi her 2 halde de durumunun izahı yok… Takımı kurmadığını düşünmek bile istemiyorum yani bu takımı sen kurmuyorsan bırak git… Bu konuda sesin de çıkmıyor maşallah; son yılların en iyi kadrosu elinde, teknik kadroyu da sen yönetiyorsun, idmanları sen yaptırıyorsun, maç kadrosunu sen kuruyorsun, maç taktiğini sen hazırlıyorsun. O zaman nedir bu futbolun rezaleti, sakın yanlış anlaşılmasın yenilmez bir takım yaratmanı beklemiyoruz ama koşan, çalışan, varyasyonlar deneyen, pres yapan, gol arayan bir takım olursun ve sonunda yenersin yenilirsin, yahu el insaf bunların hiçbiri yok bu takımda… Peki, ısrarla futbolcuların mevkileri konusundaki yanlış niye, örneğin Ali Turan’ı niye ısrarla sağ bekte oynatıyorsun, neden Lucas ile yer değiştirmeyi düşünmüyorsun?
Bir futbol takımı; top ayağında iken sadece topa sahip olma istatistiği olsun diye sürekli yan pas yapıyorsa, dik oynadığında da inanılmaz yavaş oluyorsa, futbol taktiği olarak ta mehteran taktiğini esas almışsa, kazara galip duruma geçtiğinde de oyun disiplinini kaybedip geriye yaslanıyorsa, hatta o kadr ki Galatasaray gibi bir takım kazara 1-0 öne geçtiği maçın son 15 dakikasında zamana oynuyorsa hem de lige bu sene çıkmış mütevazı Bucaspor’a karşı, ne denebilir ki ilave olarak, ama gelin görün teknik direktör hala birilerini hedef gösteriyor, peki böyle bir durumda öncelikle futbolcular kendisine ve kendilerine güvenerek inisiyatif alarak oynayabilirler mi, hadi düşünelim o zaman… Yeter artık Rijkaard istatistiğe oynamanı ve futbolu zevksiz hale getirmenden sıkıldık, usandık ve bıktık. Biz futbolsever olarak, sadece ve önce galibiyet beklemiyoruz, öncelikle ahlaklı ve de özellikle iş ahlakı önde gelen bir futbol oynanmasını bekliyor ve özlüyoruz.
Son 3 hafta galibiyetlerine bakarak kimse sevinmesin ve sakın bu kimseyi yanıltmasın çünkü bu maçları Galatasaray kazanmadı rakip takımlar yenildiler. Belki Galatasaray isminden birileri daha korkar ve yenilirler ama bu durum Galatasaray’ı sıradan bir takım olmaktan kurtarmaz.
Ben iddia ediyorum Rijkaard’ı Barcelona daha bir sezon tutsa idi o takımın da sonu Galatasaray’a benzerdi. Barcelona iyi yönetildiğinden ona fazla katlanmadı. Rijkaard’ın yönetimini; Galatasaray’ın tarihindeki en başarısız teknik direktör Sigi Held’in yönetiminden daha kötü.
Sakat çok; acaba neden? Acaba idman programı ile ilgili bir şey olmasın?
Rijkaard Galatasaray’ı ne hale getirdin görmüyormusun? Tabii ki görüyorsun ama işine gelmiyor bekliyorsun ki seni göndersinler ve yüklü tazminatını alasın. Peki, diğer taraftan başkan Adnan Polat görmüyor mu durumu, kendisine herhangi bir yönetici ya da herhangi bir futbolcu tarafından takım içindeki sevimsiz ve huzursuz durumu hiç anlatan yok mu? Olmaz mı? Dolu ama olsun bir sezon daha biraz futbolcu satar ve alırız modu devam etsin, maksat ticaret olsun.
Bütün bunların sonucunda birileri de yahu sen kimsin de bu kadar iddialı laflar ediyorsun diyebilir, sen futboldan ne kadar anlarsında bu kadar analiz yapıyorsun diyebilir, ben de bu kabil sorusu olanlara diyorum ki siz memnunsanız benim önerilerimi ve eleştirilerimi hiç dikkate almayın. Sadece şimdi kehanet gibi görünen analizlerim doğru çıktığında beni anarsınız…

Bir lafta Başkan Adnan Polat’a; birileri Galatasaray iyi yönetilmiyor dedikçe, başkanda cevap veriyor: “Bazıları Galatasaray’ın ekonomik geleceğini görüyor ve kıskanıyorlar, payı sahiplenmeye almaya çalışıyorlar” vallahi ne diyelim, aklından bu tür konuları geçirene psikolojik yardım alması tavsiye edilir herhalde… Başkan bey bırakın geleceği de bugünün önceliğine bir bakın bakalım, ne görüyorsunuz…

İDDİA: Bu takımı kim çalıştırırsa çalıştırsın Rijkaard’tan daha kötü olmaz.

ÖNERİ: Başkan Adnan Polat, Rijkaard ile Galatasaray’ı küme düşürene kadar bir sözleşme yap, kurtul.

SON SÖZ: Galatasaray gelecek yılı ve yıllarını kurtarmak istiyorsa behemehâl Rijkaard’ı göndermelidir.