Çarşamba, Mart 19, 2008

Sn. Serdar AKBIYIK;

30.05.2007 tarihinde yazdığınız yazı da; “Türkiye’de hiçbir şey gözüktüğü gibi değil. Mesela Fenerbahçe sürekli rakipleri tarafından siyasi yönetimlerce kayırılmakla suçlanır” diye buyurmuşsunuz. Bunun nedeni olarakta “Aslında bunun altında yatan Atatürk’ün Fenerbahçeli olması ve Kurtuluş savaşı sonrası milliyetçi dengelerin Fenerbahçe’ye duydukları sevgidir” demişsiniz. İlaveten “1950’lerde Demokrat Parti zamanında Fenerbahçe hiçbir mal ve mülk edinememiştir. Hatta Saraçoğlu sayesinde kulübün satın aldığı Fenerbahçe sahasına bir stat bile yapılamamıştır. Üstelik dönemin başbakanı Menderes’in verdiği bütün sözlere rağmen“ diye devam ederek de yumurtlamaya devam etmişsiniz. Ve “Peki o dönemde Galatasaray neler elde etmiştir“ diye de başlayarak maşallah elinize sağlık; acaba bütün bunlar “hastalıklı kafanızın olmasından mı” yada “okuduklarını anlayamamaktan mı” yada “sadece GS düşmanlığınızın sürekli sizi dürtmesinden mi” yada “gazetecilik yapabilmenizi sadece ve sadece FB li birilerinin himmetine mi borçlusunuz” bilemem ama ve eğer bu hastalıklı fikirlerinizi nelerin karşılığı temin ettiğiniz bizce çok net bir biçimde bilinen; gazete köşenizde yazmamış olsaydınız, yani evinizde 23 nisan çocukları gibi bir sandalye üstüne çıkıp ailenize söyleseydiniz yada hamamda türkü çığırma faslından sayılacak banyo yaparken seslendirmiş olsaydınız bizi hiç ilgilendirmezdi şüphesiz duymadığımız için ama; gerçekten düşmanlık düzeyinde yaptığınız bu işler artık size bir cevap yazmamı gerektirdi. Hele hele “köpeksiz köyde değneksiz gezmek kabilinden” lafa benzeyip benzemediği de belli olmayan bir şekilde “Fenerbahçe Burnu'ndaki bir arsa Galatasaray’a tahsis edilmiştir. Galatasaray’ın ezeli rakibinin hemen yanındaki arsaya sahip olmak istemesi bile manidardır. Hangi güçle buraya sahip olmuştur? Biraz dürüst olanlar buna cevap versin” diye yazınca artık sizin hastalıklı beyninizin kontrol edemediği ve açıkçası ne karıştırması gerektiği de belli olan ama maalesef kalem karıştıran elinizin düşmanlık kusmukları karşısında size birinin dur demesi ve dersinizi sizin kullandığınız dille vermesinin zamanı geldi de geçti herhalde.
Siz kim oluyorsunuzda dürüstlükten bahsediyorsunuz? Sizin böyle bir hakkınızn olmadığının tekzibi; himmet ve şefkat gösteren Aziz Abilerinizin sayesinde gazetecilik yapıyor olmanızdır. Sizin elinize tutuşturuyorlar yazıyı, sizde bunu anlayabilecek ve tartabilecek izandan vareste tutulduğunuzdan bu tutuşturulan yazının önemli birşey olduğunu zannediyorsunuz. Peki dürüst adam tarifine sizin bu çalışma tarzınız uyuyormu?
Peki bay Akbıyık; hadi diyelim yukarıdakiler de hezeyan; hadi diyelim ki 70 li yıllarda futbolcu kaçırmak için hava kuvvetlerinin FB ye tahsis ettiği uçak kullanımlarını da bilmiyorsunuz, hadi diyelim ki şike üstü yakalanan; hemde 3 defa, tek türk takımı olmasını da bütün belgelere rağmen görmezden geliyorsunuz,
Peki; “Finans merkezi olarak planlanan Ataşehir'de, Kadıköy Belediyesi'nin payına düşen 58 dönüm arazi F.Bahçe'ye hibe edildi” haberi üzerine birşey demiyecekmisiniz, “Böylece ilk 8 yıl 64-80 milyon dolar arasında, sonraki 6 yıl da 138-150 milyon dolar gelir sağlanacak. Böylece kulübün yapacağı alışveriş merkezindeki mağaza, restoran ve cafe-barların kiraları ile spor salonundaki loca ve bilet gelirlerinden 14 yılda 202-230 milyon dolar arasında gelir elde edilecek. Bu rakama 58 dönümlük bir araziyi de hibe olarak aldığı eklenirse (bölgede alışveriş merkezi için 1 dönüm arazi bedeli 2 milyon YTL olacağı belirtiliyor) toplam 116 milyon YTL'lik (yaklaşık 100 milyon dolar) bir gelir sağlanacak. Bu durumda F.Bahçe, Kadıköy Belediyesi'nin jestiyle kabaca 300 milyon dolarlık bir gelire de sahip olacak” konusunda 2 laf etmek gibi bir niyetiniz de mi yok? Acaba bu konuya değinebilmek için size izin verecekler mi Aziz Abileriniz? Yoksa bu konuda da bu güne kadar tarafınıza yapılan tekzipler ve düzeltmeler karşısında “dut yemiş öküz*” tavrınızı mı göstereceksiniz? Acaba GS nin seyrantepe projesine karşı ciyakladığınızın yarısı kadar da mı bu konuşamayacaksınız? Evet söyleyin bakalım; eğer bunları yapmayacaksanız da biz bundan sonra size aynen s size hakaret etmek için tahsis edilen köşenizdekilere benzer şekilde ve hatta daha da ağır sözler edebilme hak ve ruhsatına sahip olacağımızı biliniz.
Ve son söz olarak ta; bu ülkede tüm takımların formaları kutsaldır ve bu takımlarda oynayan tüm futbolcular en azından profesyonellikleri gereği de olsa bu formaları takımlarının aşkı ile taşırlar, bu konuda size tavsiyem asla aklınızın yetmediği konularda da laf etmeyin.

LAF; LAFI EDENİN DE ADAMLIĞININ SEVİYESİNİ GÖSTERİR.



* bu sözün aslı neydi tam hatırlayamadım aklımda kaldığı kadarı ile yazıyorum ama bu konuda bir hatada yapmışsam da şimdiden özür dilerim

Salı, Mart 18, 2008

Sn. Serdar AKBIYIK;

30.05.2007 tarihinde yazdığınız yazı da; “Türkiye’de hiçbir şey gözüktüğü gibi değil. Mesela Fenerbahçe sürekli rakipleri tarafından siyasi yönetimlerce kayırılmakla suçlanır” diye buyurmuşsunuz. Bunun nedeni olarakta “Aslında bunun altında yatan Atatürk’ün Fenerbahçeli olması ve Kurtuluş savaşı sonrası milliyetçi dengelerin Fenerbahçe’ye duydukları sevgidir” demişsiniz. İlaveten “1950’lerde Demokrat Parti zamanında Fenerbahçe hiçbir mal ve mülk edinememiştir. Hatta Saraçoğlu sayesinde kulübün satın aldığı Fenerbahçe sahasına bir stat bile yapılamamıştır. Üstelik dönemin başbakanı Menderes’in verdiği bütün sözlere rağmen“ diye devam ederek de yumurtlamaya devam etmişsiniz. Ve “Peki o dönemde Galatasaray neler elde etmiştir“ diye de başlayarak maşallah elinize sağlık; acaba bütün bunlar “hastalıklı kafanızın olmasından mı” yada “okuduklarını anlayamamaktan mı” yada “sadece GS düşmanlığınızın sürekli sizi dürtmesinden mi” yada “gazetecilik yapabilmenizi sadece ve sadece FB li birilerinin himmetine mi borçlusunuz” bilemem ama ve eğer bu hastalıklı fikirlerinizi nelerin karşılığı temin ettiğiniz bizce çok net bir biçimde bilinen; gazete köşenizde yazmamış olsaydınız, yani evinizde 23 nisan çocukları gibi bir sandalye üstüne çıkıp ailenize söyleseydiniz yada hamamda türkü çığırma faslından sayılacak banyo yaparken seslendirmiş olsaydınız bizi hiç ilgilendirmezdi şüphesiz duymadığımız için ama; gerçekten düşmanlık düzeyinde yaptığınız bu işler artık size bir cevap yazmamı gerektirdi. Hele hele “köpeksiz köyde değneksiz gezmek kabilinden” lafa benzeyip benzemediği de belli olmayan bir şekilde “Fenerbahçe Burnu'ndaki bir arsa Galatasaray’a tahsis edilmiştir. Galatasaray’ın ezeli rakibinin hemen yanındaki arsaya sahip olmak istemesi bile manidardır. Hangi güçle buraya sahip olmuştur? Biraz dürüst olanlar buna cevap versin” diye yazınca artık sizin hastalıklı beyninizin kontrol edemediği ve açıkçası ne karıştırması gerektiği de belli olan ama maalesef kalem karıştıran elinizin düşmanlık kusmukları karşısında size birinin dur demesi ve dersinizi sizin kullandığınız dille vermesinin zamanı geldi de geçti herhalde.
Siz kim oluyorsunuzda dürüstlükten bahsediyorsunuz? Sizin böyle bir hakkınızn olmadığının tekzibi; himmet ve şefkat gösteren Aziz Abilerinizin sayesinde gazetecilik yapıyor olmanızdır. Sizin elinize tutuşturuyorlar yazıyı, sizde bunu anlayabilecek ve tartabilecek izandan vareste tutulduğunuzdan bu tutuşturulan yazının önemli birşey olduğunu zannediyorsunuz. Peki dürüst adam tarifine sizin bu çalışma tarzınız uyuyormu?
Peki bay Akbıyık; hadi diyelim yukarıdakiler de hezeyan; hadi diyelim ki 70 li yıllarda futbolcu kaçırmak için hava kuvvetlerinin FB ye tahsis ettiği uçak kullanımlarını da bilmiyorsunuz, hadi diyelim ki şike üstü yakalanan; hemde 3 defa, tek türk takımı olmasını da bütün belgelere rağmen görmezden geliyorsunuz,
Peki; “Finans merkezi olarak planlanan Ataşehir'de, Kadıköy Belediyesi'nin payına düşen 58 dönüm arazi F.Bahçe'ye hibe edildi” haberi üzerine birşey demiyecekmisiniz, “Böylece ilk 8 yıl 64-80 milyon dolar arasında, sonraki 6 yıl da 138-150 milyon dolar gelir sağlanacak. Böylece kulübün yapacağı alışveriş merkezindeki mağaza, restoran ve cafe-barların kiraları ile spor salonundaki loca ve bilet gelirlerinden 14 yılda 202-230 milyon dolar arasında gelir elde edilecek. Bu rakama 58 dönümlük bir araziyi de hibe olarak aldığı eklenirse (bölgede alışveriş merkezi için 1 dönüm arazi bedeli 2 milyon YTL olacağı belirtiliyor) toplam 116 milyon YTL'lik (yaklaşık 100 milyon dolar) bir gelir sağlanacak. Bu durumda F.Bahçe, Kadıköy Belediyesi'nin jestiyle kabaca 300 milyon dolarlık bir gelire de sahip olacak” konusunda 2 laf etmek gibi bir niyetiniz de mi yok? Acaba bu konuya değinebilmek için size izin verecekler mi Aziz Abileriniz? Yoksa bu konuda da bu güne kadar tarafınıza yapılan tekzipler ve düzeltmeler karşısında “dut yemiş öküz*” tavrınızı mı göstereceksiniz? Acaba GS nin seyrantepe projesine karşı ciyakladığınızın yarısı kadar da mı bu konuşamayacaksınız? Evet söyleyin bakalım; eğer bunları yapmayacaksanız da biz bundan sonra size aynen s size hakaret etmek için tahsis edilen köşenizdekilere benzer şekilde ve hatta daha da ağır sözler edebilme hak ve ruhsatına sahip olacağımızı biliniz.
Ve son söz olarak ta; bu ülkede tüm takımların formaları kutsaldır ve bu takımlarda oynayan tüm futbolcular en azından profesyonellikleri gereği de olsa bu formaları takımlarının aşkı ile taşırlar, bu konuda size tavsiyem asla aklınızın yetmediği konularda da laf etmeyin.

LAF; LAFI EDENİN DE ADAMLIĞININ SEVİYESİNİ GÖSTERİR.



* bu sözün aslı neydi tam hatırlayamadım aklımda kaldığı kadarı ile yazıyorum ama bu konuda bir hatada yapmışsam da şimdiden özür dilerim

Perşembe, Mart 06, 2008

KİM BU NİHAT ÖZDEMİR

Galatasaray-Fenerbahçe maçından sonra herkes hakemi konuşmaktaydı kimi şöyle dedi kimi böyle dedi, her söylenen de maalesef körün fil tarifini geçemedi. Bu konuda insanların yorum hakkına ve farkına hiçbirimizin eleştirme yada tasdik etme yada beğenmeme dışında yapabileceği birşey yoktur ve olmamalıdır da.
Hakeme verip veriştirmek için fırsat kolladığı herhalinden anlaşılan bir kısım zevat sazı eline alıp ve de maalesef önce “ben hakem hakkında konuşmayı sevmem, kamuoyu tarafından bu çok net bilinir.” teraneleri de atarak ama eleştiri adına hakarete varan, hedef gösterme kabilinden sayılacağından da cürüm işleme yada cürüm işlemeye teşvik etmekten de ayrıca da suç sayılması gereken fiiller işlenirken; Fenerbahçe adına söz söyleme hakkını başta Fenerbahçeli bazı yazar çizerlerde dahil olmak üzere NİHAT ÖZDEMİR’e tanımamaktadırlar. Beyefendi buyuruyor ki; “Oyuncularımız iyi mücadele etti. 10 kişi kalmamıza rağmen beraberliği yakaladık. İyi mücadeleye devam ediyorduk ama maçın hakemi, başından sonuna kadar maalesef maçı katletmiştir. Geçen yıl, herkesin hatırlayacağı üzere, kendi sahamızda Beşiktaş ile 1-1 berabere kaldığımız maçı yöneten hakem Selçuk Dereli de o karşılaşmayı katletmiş, bize çok büyük zararlar vermişti. Bugünkü maçın hakemi de maalesef maçı çığrından çıkartmıştır bu maçı yöneten hakem gibi hakemler, Türk hakemliğinden mutlaka temizlenmelidir. Biz bu hakemi bundan sonra maçlarımızda istemiyoruz. Kendi sahamızda Fenerbahçeli taraftarların hakeme yapacakları konusunda da sorumluluk alamayız, yapacaklarının önüne geçemeyiz.”

Breh breh... adama bak söylediğine bak...
Sen kimsin Nihat ÖZDEMİR’de bu boyundan büyük lafları ediyorsun.
Dürüstlük adına bu ülkede belki de en son konuşması gerekenlerden birisisin sen, bakma Fenerbahçeli fanatik taraftarların illaki kazanalım da “ne ve nasıl olursa olsun kazanalım” yaklaşımına...
1. Sadece 2 yıl önce aynı hakem bu sefer Galatasaray’ı ince ince ve çaktırmadan doğrayarak maçı Fenerbahçe’nin kazanmasına neden olunca zatıalilerinizce göklere çıkarıldığını unuttunuz herhalde?
2. Evet bu hakem Alisami Yen’deki maçta hata yapmadı mı yaptı, örneğin atması gerekirken Alex’i oyundan atma yürekliliğini gösteremedi, bu kabil hatalar başta olmak üzere maçın bu kadar gergin hale gelmesini önleyememesi de buna ilave edilebilir.
Diğer taraftan; bu açıklamaların ise tam tamına bir provakasyon ortamı hazırlamaya yöneliktir; Acaba;
1. Bu tehdit ile yeni MHK yi baskı altına mı almak istiyorsun?
2. Bu tehdit ile yeni TFF yi baskı altına mı almak istiyorsun?
3. Bu açıklama; Fenerbahçeli herhangi bir fanatiğin bu hakem yada bir başka hakeme herhangi bir saldırıda bulunması halinde Fenerbahçe yönetimini ilzam edeceğini bile bile mi konuşuyorsun yoksa ne olursa olsun sana dokunulamayacağını mı ilan ediyorsun?
Ayrıca;
1. Fenerbahçe yönetiminin Genelkurmay Başkanı’nı ziyarete gittiğinde Ankara’da bulunmana rağmen bu ziyarete katılamaman acaba Milli Savunma Bakanlığında ihalelere katılmaktan men edilmiş bir firmanın patronu olman nedeniylemidir?
2. Acaba kanunsuz davranışları yüzünden hakkında birdolu dava ve soruşturmalar bulunan bir firmanın sahibi olan ortağınız Sezai Bacaksız’ın Türkiye’ye gelemiyor olduğunun kamuoyu tarafından bilinmediğini mi düşünüyorsunuz?
3. Acaba telefon dinlemelerine takılan ve 1.000.000 $ rüşvet vermeyi önerdiğinizin ve sırf bu yüzden Fenerbahçe yönetiminde bulunarak bunlardan kurtulmayı hedeflediğinizin kamuoyu tarafından bilinmediğini mi zannediyorsun?
4. İşadamı İbrahim Selçuk liderliğinde kurulan örgüt ile kamu kuruluşlarının yaptığı ihalelerde önceden diğer müteahhitlerle anlaşarak "ihaleye fesat karıştırmak", "rüşvet anlaşması yapıp, rüşvet almak" ve "suç gelirlerini aklamak" suçlarından sanık olduğunuzun kamuoyu tarafından bilinmediğimi zannediyorsun?
5. BOTAŞ’ın Şahdeniz Projesi kapsamındaki Çorum ve Sivas kompresör istasyonları ihaleleri ile Tuz Gölü doğalgaz depolama tesisi ihalesi sürecindeki yolsuzluk ve usulsüzlük iddialarıyla ilgili düzenlenen "Mavi Hat" operasyonu kapsamında, gözaltına alındığının kamuoyu tarafından bilinmediğimi zannediyorsun?
6. Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alay Komutanlığı inşaatında 1 trilyon liralık yolsuzluğu Nihat Özdemir'in sahibi olduğu Limak firmasının yetkililerinin Andezit firmasından aldıkları faturalardaki meblağları değiştirerek, sanayi odasının sahte mührüyle idareye sundukları “devlet alım satımına fesat karıştırma”, “dolandırıcılık” ve “sahtecilik”le suçlandıkları, Sayıştay denetlemesinde Limak'a yaklaşık 210 milyar fazla ödeme yapıldığının belirlendiğini ve bu paranın müteahhit firmadan geri alınmasına karar verildiğini Sayıştay ayrıca Limak firmasının Milli Savunma Bakanlığı'na ihale aşamasında verdiği bazı faturaların hiç düzenlenmediğininin kamuoyu tarafından bilinmediğimi zannediyorsun?
7. Yerli bir şirket olmanın ve Fenerbahçe Yönetiminde de bulunmanın sağladığı fırsat ve kolaylıklarla ve bu nedenle devletle özel bağlara sahip olmanın avantajıyla özelleştirmelerde en önde yer almak ve sonra da bu özelleştirmelerden alınan başta TEKEL gibi kuruluşları fahiş fiyatlarla yabancı alıcılara satmak olan şirket "stratejisi" nin kamuoyu tarafından bilinmediğimi zannediyorsun?
gibi bazı sayılabilecek cürümleriniz ortada iken de “dürüstlük ve temizlik” adına konuşma cesaretini nerden buluyorsunuz Allahaşkına?
Son söz:
suskunluğum asaletimdendir...
her lafa verecek bir cevabım var
lakin bir lafa bakarım, laf mı diye
bir de söyleyene bakarım, adam mı diye