Salı, Ekim 02, 2007

ASIL MAFYA SİNAN ENGİN DİR

Ülkücü mafya şeflerinden Alaattin Çakıcı’nın yurtdışına kaçarken Beşiktaş Kulübü referansı ile pasaport alması ve Shengen vizesi kullanması “futbol Susurluk”unun açığa çıkmasına neden olan Beşiktaş Menajeri Sinan Engin 29.09.2007 tarihinde Galatasaray’a yenildikleri maçın hemen sonrası sıcağı sıcağına "Herkesin morali bozuktu. Soyunma odasında hakem falan diye bağırıyorlardı. Biz de dedik ki hakemi falan bırakın hiçbir şey oynamıyorsunuz. Beşiktaş camiasından özür diliyoruz böyle bir futbol oynadığımız için. Bunun hocayla taktikle falan alakası yok. Sahaya 11 adam çıkıyorsa adam geçmesini, şut çekmesini biz öğretemeyiz. Bunun hocayla falan alakası yok. Koskoca 90 dakika oynuyorsun bir kaç pozisyona girebilirsin bu tamamen futbolcuyla igili. Eğer büyük takım futbolcusuysan pozizyona gireceksin. İyi oynamadaığğımızı biliyoruz." diyerek ortalama klüp yöneticisi formatında konuşarak durumu idare etmiş iken; huylu huyundan vazgeçmez misali bu sefer de 01.10.2007 de yaptığı açıklama ile “hakem mafya” sından bahsetmeğe başladı. Sonra aklına kendinin mafya üyesi olduğu konusundaki ciddi iddiaları hatırlamış olacak ki birden tipik direksiyon hareketleri (kıvırma ve kıvırtma) yaparak “ben kötü anlamda mafya demedim” dedi (sanki iyi anlamda mafya varmışcasına). Tabii Sinan Engin bu işlerin içinde olduğundan iyi bilir kim mafya kim mafya değili.

Mafya konusunda, hile-hurda ve desise çevirme konusunda tabiiki Sinan Engin en son konuşması gereken adam olduğunu anlayana kadar da bıkmadan yılmadan çalışmak gerekmektedir. Şimdi, Sinan Engin;
1. Beşiktaş’ta menajerliğe getirilmesinin ardından taraftar grupları arasında çatışmalara kadar varan olayların olmasında bir rolu varmıdır acaba?
2. Taraftar grubundan Ferdi Aslan’ı öldürdüğü öne sürülen Alpay K. nın uzun süredir tribünlerde etkili olan bir kişi olduğunu herkes bilmekte idi ve bir süredir tribünlerden uzaklaştığında mafya örgütlenmeleri içine girdiği konusunda yaygın bir kanı oluşmuş idi ve tekrar tribünlere döndüğü bu dönemde özellikle Çarşı grubu tarafından Sinan Engin’e karşı tepkileri dindirmeye çalışanlar arasında yer alarak safını belirtmiş, bu saf tutmada Sinan Engin’in bir katkısı olmuşmudur acaba?
3. Ülkücü mafya şeflerinden Alaattin Çakıcı’nın yurtdışına kaçarken Beşiktaş Kulübü referansı ile pasaport alması ve Shengen vizesi kullanması işinde talimatı olan Sinan Engin bu çalışmaları; bu kişinin akrabası ve dostu olması nedeni ile mi yoksa başka beklentiler karşılığındamı yaptı acaba?
4. Sinan Engin, BJK Travelling (kulübe ait seyahat acentası) çalışanı Kerem Eymür’ün işe alınmasını temin etmişmidir acaba? (.Kerem Eymür ünlü Susurlukçu Mehmet Eymür’ün yeğeni olduğunu maalesef bir yazan kurcalayan çıkmadı). Bu kişi Sinan Engin’in talimatı ile Ülkücü Mafya liderlerinden Alaattin Çakıcı’nın shengen vizelerinin alınmasında byük payı olan birimidir acaba?
5. Sinan Engin; karıştığı bu futbolun mafyası yada mafyanın futbolu davasına bakan hakimin eşinin, Beşiktaş Kulübü'nde işe başlamasında nasıl bir rol almıştır yada bu tamamen tesadüfmüdür acaba?
6. Sinan Engin; Lucescu’nun, Del Bosque’nin, Rıza Çalımbay’ın ve Tigana’nın da takımdan ayrılırken, hakkında inanılmaz açıklamalar yaptığı ve hala aydınlanamamış karanlık ilişkiler bütünü için, ne demektedir acaba?
7. Alaattin Çakıcı’nın kayıtları tutulmuş ve deşifre edilmiş telefon görüşmelerinin birinde; “Şampiyonlukta hiç mi payımız yok?" dediği konusunda Sinan Engin ne der acaba?
Başta olmak üzere benzer tüm şaibeli durumları açıklayacak soruları cevaplamalıdır.
Bu konuda soruları ve ilişkileri sıralamayı uzatmak elbette mümkün ve olanaklı ama artık bunları sıralamak bu yazının amacını da aşacaktır. Artık; Sinan Engin ve benzerlerinin Türkiye futbolunun yakasından düşmeleri gerektiğini siyasi otorite anlamalı ve ona uygun hareket planları geliştirmelidir.

Şimdi gelelim “hakem mafyası” diye suçladığı hakemlere ve özellikle de Galatasaray maçındaki hakemi kasdi kavranmakla şuçlamasına ne denir bilmiyorum ki? Olsa olsa aymazlıktır diyeceğim ama çok hafif olacak... Yahu Sinan Engin; bu hakem eğer taraflı olsa idi ve Beşiktaş’ı yendirmek gibi kastı olsa idi. Yapacağı tek bir hareket vardı; Beşiktaş kalecisi Hakan Arıkan’a Galatasaraylı futbolcu Barış Özbek’e kasıtlı attığı tekme karşılığı kırmızı kart ve penaltı vermek. İşte bu durumda yapabileceğiniz herhangi bir şey olamayacağı gibi, arkasına sığınacak bir bahane de bulamayacaktınız ve hatta bir kaç hafta da yedek kaleci ile maçlara çıkmaya devam edecektiniz. Ama haklısınız; Erman Toroğlu ve Ahmet Çakar gibi mafya etkisi altında olduğunu zannettiğim hakem eskileri olduğu sürece ve bu tür önemli noktalara icazetiniz olmaması nedeni ile değinmeden maç yorumları yaptıkları sürece sizin de işiniz kolay.



Hiç yorum yok: