Cuma, Aralık 09, 2011

TÜRK FUTBOLU MU YOKSA FENERBAHÇE Mİ KAOSTA?

Bir süredir Fenerbahçe’nin spor mahkemesi CAS’taki davasını takip eden bir avukat var, basını işgalleri altında tutan Fenerbahçeli TV ve Gazete yöneticileri ve Galatasaraylı olsa bile Fenerbahçe akreditasyonu olmadan yazarlık, yorumculuk ve sunuculuk yapılamayacağını bilen ve bu sayede medyada yer alanlar tarafından sürekli ağırlanan ve halk ağzıyla “kafamızı ütülemek”, bilimsel anlamda da “Algı yönetimi” adına her fırsatta karşımıza çıkarılan ve sanki adam kafasına yerleştirilmiş bir “Chip” tarafından veriliyor izlenimi yarattığı cevaplarıyla bizimle ve zekâmızla da dalga geçiyor adeta… Yok bu yazı o tarihte alınmış ama gizlenmiş, sümen altı edilmiş ve Başkana gösterilmemiş vs. vs. diye kafasındaki “Chip”e kaydedilmiş şeyleri bıkmadan usanmadan anlatıyor ve mezkur TV ve gazete yöneticileri tarafından da çanak sorularla bizi deyim yerindeyse akıl travmasına uğratmaya devam ediyor. TFF Başkanı Fenerbahçeli ya, camiada muhtemel sevenleri tarafından yaratılacak muhalefeti hesaplayarak ona dokunmadan, batıyoruz bari düşman belledikleri Galatasaray’dan, “düşmandan da birkaç kişiyi batıralım” ruh haliyle Galatasaraylı olduğu bilinen TFF yönetimindeki kişilere salvo ateşi yapıyor. Ben anlamıyorum elin gâvurunun yazdığı iddiaları doğru kabul eden, hatta TFF Başkanı Fenerbahçeli Mehmet Ali Aydınlar’ın tüm açıklamalarına ve itirazlarına rağmen TFF den bazılarının açıklamaları kesmiyor bu avukat beyefendiyi? Bunu anlamak şüphesiz ki mümkün, Ülkemizin tarihi ne yazık ki yerli otoriteye güvenin hiç olmadığı, var denilenin aslında yok olduğu, yok denilenin aslında var olduğunun tanıklığıdır ahir ömrümüz, bu açıdan anlaşılabilir. Ancak konuyu izahta kullanılan yol ve yönteme de bakınca derdin aslında bu olmadığı bal gibi anlaşılıyor ve o kadar anlaşılıyor ki avukat beyefendiye ağabeyleri demiş “saldır baba bu Galatasaraylı olduğu bilinen kefereleri yok et”. İşte konunun özeti bu…

Avukat beyefendi buyuruyor ki; TFF’nin, UEFA Komiseri Pieer Cornu’nun CAS mahkemesine yazdığı bu savunma yazısından 08.11.2011 de haberi oldu, ama 18.11.2011 tarihine kadar sesi çıkmadı ve ancak bu tarihte UEFA’ya cevap verdi ve bunun kabahatini de TFF Başkanını haberdar etmedikleri iddiasıyla İlhan Helvacı ve TFF Asbaşkanı Lütfü Arıboğan’ı hedef alarak açıklamaktadır, ama kendisi zinhar neden Ali Koç beyefendinin 29.11.2011 e kadar bekleyip, basın toplantısı ile açıkladığını ve neden bir açıdan 21 gün diğer açıdan da 11 gün beklediğini açıklamamaktadır. Derdi açıklama değil elbette, kafa bulandırmak, ortalığı karıştırmak verilen talimatı yerine getirmek dolaştığı TV lerde, gak guk ediyor ama sadece 2 nokta üzerinde duruyor, ama şike konusunu kapatmaya çabalıyor. Çanak sorularla durumu beynimize nakşetme konusunda asli rol alan medyadaki somun pehlivanlarınca ve tosunlarınca; hatta ana muhalefet partisinin sözcüleri tarafından bile ki hayretle izlemekteyim kendilerini, “sporda bu kadar cezanın olmaması gerektiğini” buyuruyorlar, sanki “ŞİKE” sportif ve legal bir faaliyetmiş gibi bir algı oluşturuyorlar kamuoyunda… Ne gam; iddialar, şike, soru çalma, iddia ve bahis oyunları manipilasyonu, ama umurunda mı bu somun pehlivanlarının ve tosuncukların, adalet, hak ve hukuk, sümme haşa…

Yahu kardeşim; bırakın evelemeyi gevelemeyi, hadi çıkın deyin bu savcıların ve bu emniyetçilerin iddiaları külliyen yalan da; anlayalım delikanlılığınızı, deyin polis ve savcılık iftira ediyor, bu ses kayıtları düzmece deyin de sizi anlayalım. Bu ses kayıtları uydurma olabilir, alınan ifadeler işkence ile de alınmış olabilirler, açıklayın bunları, ülkemizin bu kabil durumlardaki sicilinin bozukluğunu yaşayarak öğrenmiş birisi olarak size hak vermezsem namerdim.

Yahu kardeşim; bırakın bu, yok başbakanın damadının şirketinin almak istediği bir ihaleyi, Aziz Yıldırım beyefendi almış ta, yapmış ta, beyler bırakın bu numaraları, Aziz Bey, Başbakan kaynak gösterilerek bu ihale buraya gitmelidir havası ya da iması yaratılan bir ihaleye sokulmaz bile, bilmeyenler bu işleri bilenlere bir sorsunlar bakalım da anlasınlar…

Bir de ne kadar ayıp yahu; şike soruşturmasını tartışan herkes zımnen FENERBAHÇE şike yapabilir demektedir, yahu insaf artık el insaf vallahi…

Siz şikecileri cezalandırmayacak eski Fenerbahçe kulübü yöneticisi Mehmet Ali Aydınlar’ı TFF ye başkan yaparsanız, olacağı buydu ve oldu işte… Ne demişti; Savcı beyden delileri alacağız, kazanılan zaman sonrası ne dedi; şikeyi gösterecek hatta ima edecek bir emareye rastlanmadı, dolayısıyla iddianameyi bekleyeceğiz, hadi buyur açıklandı, bu sefer de mahkemenin sonucunu bekleyeceğiz demez mi, mahkeme aleyhte bir karar verse bile inanıyorum ki bu sefer, temyiz sürecini bekleyeceğiz diyecek, temyiz neticesinin de en az 10 yıllık bir süre alacağını da bildiğinden, 10 yıla kim öle kim ala, maksat zaman kazanıla… Tabii ki Medyadaki Fenerbahçe kalemşörleri marifetiyle de; mahkemenin vereceği kararın adli, kendilerinden beklenenin ise futbolun idari kararının olması gerektiğini ısrarla göz ardı ederek, kamuoyunda da bilinçli olarak bunları birbirine karıştırarak konuyu savuşturmaya çalışmaktadırlar. Manzara-i umumiye bu…

Yıllardır bu Fenerbahçe’nin TFF yi, spor yazarlarını, basını komple, karşı takımları, yargıyı, devleti tehdit etmeyi itiyat haline getirmesini, bunları izleyerek önleyecek ya da yargılayacak kurumları ses çıkaramaz hale getirmesiniz, olacağı budur, oldu da… Eeee hadi bilet aldığı iddiası altındaki hâkimler ve savcılar bir cevap verin, kocaman bir susssss…

Hadi Fenerbahçeliler, Fenerbahçe akreditasyonu ile gazetecilik yapan Galatasaraylılar, Beşiktaşlılar ve Trabzonsporlular gözünüz aydın… Maksat hasıl oluyor…

TFF ye savaş açan sürekli tehdit eden Fenerbahçe yöneticileri Ali Koç ve Nihat Özdemir’e hala daha katlanan futboldaki karar mercilerini hayretle izliyorum ve ibretle de kayıt altına alıyorum, başkalarına yok TFF nin toplum önünde değerini ve saygınlığı düşürdün diye koca koca cezalar ver, bu konuda sus, deve dişi gibi kocaman adamlar hiç yakışıyor mu size Allah aşkına…

Aklı, ettiği laflardan çok kısa olduğu anlaşılan Ömer Çavuşoğlu gibileri yukarıda zikrettiğim kişiler tarafından doldurulmaktadır, bakalım dolan bu zat ve benzerleri nelere sebep olacak hep beraber göreceğiz, umarım ki futbolda kaos yaşayan Fenerbahçe’nin bu kaosu tüm futbolumuza sirayet etmez.

Yok Fenerbahçeliler protesto yaparlarmış, yürüyüş yaparlarmış, yapsınlar, zaten Fenerbahçelilerin en iyi yaptığı iş protestodur, onlar Tanju Çolak otomobil kaçakçılığından yargılanırken de yargıyı protesto etmişlerdi. Taraftar sayısının çokluğuna da güvenerek kendilerine uygun bir adalet oluşturmağa kalkışmaktadırlar, bunlara kananlar çoğunluk yapınca hırsızlıkta normaldir diye düşünmektedirler herhalde, işte tehlike çanları bu noktadan itibaren çalmaktadır.

Avukat beyefendi ve onun nezdinde tüm hukuksuzluğu savunan mezkûr zevata söylemek isterim ki, aklınızı başınıza devşirin lütfen, insanlar bu tarafgirlik kisvesi altında söylediğiniz lafları doğru zannedebilir, kabul edebilirler ve olmayacak şeyler yapmaya kalkışabilirler, lütfen, yeter artık milleti kandırdığınız.

Başta Fenerbahçe yönetimi olmak üzere, Avukat beyefendi gibilerin Galatasaraylı olduğu iddiasıyla İlhan Helvacı ve TFF Asbaşkanı Lütfü Arıboğan’ı hedef göstermelerinin akabinde istermisiniz, Galatasaray şikeden cezalandırılsın. Yahu bu kabil adamların tek derdi var Galatasaray, hay başınıza Galatasaray kadar taş düşsün, iyi mi?


Hiç yorum yok: