Cumartesi, Aralık 23, 2006

Futbol Federasyonunda Seçim İsteyenlere Boykot Çağrısı

Devlet Bakanı Mehmet Ali Şahin diyor ki; "Şık olan, olağanüstü toplantı çağrısını bir siyasiden çok, futbol oyununun gerçek aktörlerinin yapmasıdır". Ancak Sn. Bakan , bir yandan sorunların futbolun gerçek aktörleri tarafından çözümü için "sorumlu" bir bakan gibi davranmaya çalışıyor, öte taraftan aba altından sopa göstermeyi ve Sn. TFF Başkanını thedit etmeyi sürdürüyor; "Eğer bunu yapmazlarsa yasanın verdiği yetkiyi kullanırım" ;"Bu olaylar dünyanın bir başka ülkesinde yaşansa, o federasyon bir dakika durmazdı. "
Acaba Sn. Bakan bunları söylerken şaka mı yapıyor dersiniz? Yoksa gerçekten bizim balık hafızasına sahip bir toplum mu olduğumuzu tespit etmiş. Anlıyorum Sn. Bakan gerçekte Türk Futbolunun siyasi amaçlara kurban edilmesinden rahatsız değil hatta bu kabil çıkışlarla da kendisine siyasi rant elde etmeye çalışıyor. Ancak yine Sn. Bakan unutuyor ki bu ülkede ne zannettiği gibi ( özellikle de bir kısım FB li yöneticilerin dediği üzere ) 50.000.000 (yazı ile elli milyon) Fenerbahçeli var ve nede sadece onlara siyasi yatırım yaparak seçim kazanılır nede Fubol Klüpleri Birliği Başkanı Sn. Özhan Canaydın ve etrafında futbolla siyaseten ilgilerinin dışında futbolla gerçek anlamda ilgisi olmayan 2 adet Büyükşehir Belediye Başkanı Onursal Başkanlıkları üzerinden giderek TFF yönetim kurulunu istifaya zorlayabilir.
Sn. Özhan Canaydın'ın şu günlerde söylediklerini ve yaptıklarını çok büyük bir şaşkınlıkla ve inanılmaz büyük bir üzüntüyle izliyorum. Sn Başkan, Galatasaray Kulübü Başkanı olduğunun farkında değil herhalde, kendisini Kulüpler Birliği'ne başkan yapan asıl pozisyonu Galatasaray Başkanlığı unutarak inanılmaz hatalar yapıyor. Üstelik de hepimizin gözleri önünde Türk futboluna siyasi darbenin yapılmasına da önayak oluyor. Sn. Özhan Canaydın bir tarafına Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Sn. Melih Gökçek, diğer yanına da Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Sn. Mehmet Özhaseki'yi alıp, tamamen futbolun gerçek aktörlerinin oyları ile gelmiş özerk bir federasyonun başkanı olan Sn. Haluk Ulusoy'u devirmeye çalışıyor. Sn. Başkanın Türk Futbolunu siyasetin içine gırtlağına kadar sokan bu 2 Büyükşehir Belediye Başkanından hemde tek sıfatları onursal başkanlık olan vede ne yazık ki aktif futbolla siyaseten olmanın dışında hiç bir ilgileri olmayan bu aktörlerle birlikte olmaktan nasıl bir kazancı vardır acaba? Eğer gerçekten Sn. Haluk Ulusoy Başkalığındaki yönetim kurulunu devirmek ise amaçları ve yerine Sn. Hamdi Akın ı getirmekse Sn. Özhan Canaydın unutmasın ki gerek Klübünden ve gerekse de Galatasaray taraftarından çok büyük tepki alacaktır. ( sonraları bana niye küfür edilmiyor diye sorma şansı kalmayabilir korkarım)
Sayın Başkan, Ulusoy'un yerine getirilmek istenen adam Hamdi Akın. Belki farkında değilsiniz diye hatırlatalım diye bir kez daha yazıyoruz.
Galatasaray camiası, halen Galatasaray-Ankaragücü maçındaki teşvik olayını unutmamış ve giden şampiyonluğu da hâlâ konuşmaktadır. Sn. Canaydın, siz Galatasaray Başkanı olarak, bütün bunları yapmış bir adamı nasıl Futbol Federasyonu Başkanlığı'na getirmek istiyorsunuz? Sn. Hamdi Akın'ın açıklaması hâlâ Galatasaraylıların kulağında: "Başkan istedi, ben de teşvik çantasını Ankaragücü'ne götürdüm." (gerçekte şöförü ile gönderilmiş 300.000$) Bu sözlerinin kasedi, Gazeteci Sn.Tayfun Bayındır da bulunmaktadır. Ayrıca Sn. Hamdi Akın, teşvik parasını götürüşüyle ilgili doğru düzgün bir açıklama yapmadı yada yapamadı . Sukut ikraradan gelir atasözü doğrultusunda demek ki bütün bu olanlar doğrudur. Bu konuda Sn. Ersun Yenal da baskılara dayanamayarak parayı aldıklarını ve her ne kadar “Çantayı açınca kan beynime sıçradı” dese de, parayı alarak, tesislerdeki bekçiler dahil herkese eşit miktarda dağıttığını itiraf ediyordu...
Ey Galatasarayın Büyük Başkanı ve Klüpler Birliği Başkanı bakın nasıl bir başkan adayına destek veriyorsunuz .
Şimdi bütün bu gerçekleşen olayları dahada arttırmak mümkün çünkü Sn. Aziz Yıldırım Sn. Nihat Özdemir ve Kayserispor Onursal Başkanı Sn. Mehmet Özhaseki ve Ankaraspor Onursal Başkanı Sn. Melih Gökçek gerek iş hayatlarında gerekse de siyaset hayatlarında ne kadar şaibeye bulaşmış ispatlanamamakla birlikte ( bu işlerin belgesi olmaz öyle ikide birde belgesini çıkarın demeyin artık lütfen biz bıraktık kargalarda yemedi vallahi) dedikodularında bini bir para ...
Sn.Aziz Yıldırım, Sn. Nihat Özdemir amiralliğindeki Fenerbahçe yönetimi , görülüyor ve anlaşılıyor ki, bugün itibariyle menfaati olacak herkesi yanına alıp kullanır, işi bitince de sıkılmış limon gibi atar ( bu işi müteahhitliklerinden ötürüde çok profesyonelce yaparlar). Tehdit, şantaj, baskı, şiddet, saldırgan ve kışkırtıcı hareketlerin hepsi Sn. Aziz Yıldırım başta olmak üzere Fenerbahçe yönetiminde . Hiçbir zaman uzlaşmak istemedi ve uzlaşmadan yana tavır takınmadı.
Bütün bunlara karşın Fenerbahçe Başkanı Sn. Aziz Yıldırım ve yönetim kurulundaki arkadaşlarının egoizmi yüzünden Fenerbahçe’ye karşı oynanan oyunları ( sanki varmış gibi) öne sürerek ; taraftarları, kamu düzenini bozacak ölçüde toplumsal şiddete yönlendiriyorlar ve bu konuda Ceza Kanununa da aykırı davranarak suç işliyorlar. Fenerbahçeye karşı oyun varmış gibi yaptıklarına bakmayın dertleri sadece adil yarışmadan egoları gereği zevk almadıklarıdır. Kendilerine karşı önemli bir muhalafet te yok aslında TFF yönetim kurulunda var diye düşünüyorsanız peki aşağıda vereceğim örneği nasıl değerlendireceksiniz. ( bu gerçek anlamda FB Yönetimin mart kedisi taktiğinden başka bir şey değildir)
14. hafta Fenerbahçe-Beşiktaş derbisi oynandı, 15. hafta Trabzonspor-Fenerbahçe , 16. hafta Fenerbahçe-Galatasaray derbisi oynandı . Beşiktaş maçındaki olaylar nedeniyle Fenerbahçe’ye verilen 1 maç seyircisiz oynama cezası Galatasaray derbisinden sonra açıklandı. Bunu herkes biliyorki bilinçli olarak böyle yaptılar . O cezayı Galatasaray derbisinden önce verebilecek bir kurum var mı? Ceza zamanında verilse, Fenerbahçe, Galatasaray maçını seyircisiz oynamayacak mıydı? Bu da Galatasaray’ın lehine değil miydi? Ama işte Türk Futbolu yöneten TFF, şeytanın bile aklına gelmeyecek bir şekilde bu işi çözdüler peki çözdülerde ne oldu sanki yaranabildilermi Fenerbahçe Başakanı Sn. Aziz Yıldırım ve ekibine . Kocaman bir hayır . Bu TFF yide anlamak mümkün değil 2 yıldır Fenerbahçe Yönetinime ve onun başındaki Sn. Aziz Yıldırıma yaranmağa çalışıyor acaba iyi geçinebilirmiyiz diye. Ama hayır Fenerbahçe yönetimi ve Başındaki Sn. Aziz Yıldırımla geçinebilmenin yolu kayıtsız ve şartsız teslimdem geçiyor .
Yukarıda da değindiğim üzere aslında TFF nin Fenerbahçe yönetimine ve başındaki Sn. Aziz Yıldırıma karşı herhangi bir karşıtlıklarıda yoktur aslında ama...
Bu yazıyı daha binlerce örnek vererek uzatmak mümkün, çünkü Fenerbahçe yönetimi va başı Sn. Aziz Yıldırım o kadar çok açık veriyorlar yada ne yasadan nede kimseden korkmadıkları için herşeyi aleni yapıyorlar ki toprak mümbit dolayısıyla bilgi ve belge çok. Ama bu yazıyada bir son gerek. Sonraki yazılarda başka rezaletlere değinmek üzere.
Gelelim yazının başlığı ile ilgili son sözü söylemeye.....
Gerek Futbola siyaseti karıştıranlara gereksede buna alet olanlara gereksede bunları ( bu yazıya karşın ve hala) göremeyenlere karşı bizde boykot silahımızı kullanalım gerek siyasette gerek ticarette gerek iş hayatımızda ve gereksede futbolla ilgili ister klüp isterse ulusal bazdaki düşünce ve tavırlarımızda bunları
İLLAKİ AHLAK DİYEREK
PROTESTO EDELİM - BOYKOT EDELİM

Hiç yorum yok: