Çarşamba, Ocak 24, 2007

FUTBOL FEDERASYONU SEÇİMLERİNİ NEDEN BU KADAR ÖNEMLİ

Ülkemizde cirosu yıllık yaklaşık 475-500 milyon dolar civarında olan futbolda, yıllık gelir gider toplamı (bütçesi) yaklaşık 145 milyon, Bilanço büyüklüğü ise yaklaşık 135 milyon YTL’na ulaşan TFF’nin seçimlerinin önemi; siyasilerin Sivil Toplum Kuruluşlarını denetim altına almak istemesinin yanında da, bütçe büyüklüğü ile de bazılarının gözünü kamaştırmasındadır.
Bunun fiili anlamı ise;
Türkiye Futbol Federasyonu'nun başına geçecek isim, yıllık cirosu yaklaşık 700 milyon YTL'ye bilanço büyüklüğü ise yaklaşık 135 milyon YTL'ye ulaşan TFF'yi yönetecek demektir.
Aşağıdaki tabloda Türkiye Futbol cirosunu oluşturan ana kalemlerin ve yaklaşık bedellerin bulunduğu tablo incelenince herşey daha gerçekçi ve hatta göz kamaştırır biçimde görülmektedir.

Türk futbol pastasının büyüklüğü Tutar (milyondolar) Toplam gelirdeki payı (%)
TV yayın hakları 140 ml $ 30%
Süper Lig isim hakkı 20 ml $ 4%
Tribün gelirleri 70 ml $ 13%
Sponsor gelirleri 75 ml $ 16%
Saha içi reklamları 55 ml $ 12%
Türkiye Kupası isim hakkı 15 ml $ 3%
Diğer 100 ml $ 22%
TOPLAM 475 ml $ 100%

Bu çerçeveden hareketle; TFF’nin son 10 yıllık gelir ve giderlerini yıllık ortalama döviz kurlarına göre incelediğimizde ise;
• TFF gelirlerini yaklaşık 480 kat arttırabilirken, giderlerindeki artışın 670 kat gerçekleşmesini engellememiş olduğunu yada engelleyemediğini,
• Son 10 yıllık dönemde TFF’nin ortalama yıllık gelirleri yaklaşık 50 milyon dolar olarak gerçekleşirken; yıllık gider ortalamasının ise yaklaşık 40 milyon dolar civarında olduğunu,
• TFF’nin 10 yılda ortalama yıllık yaklaşık 10 milyon dolar bütçe fazlası ile dönemlerini kapattığını, tespit etmekteyiz.
Bu tablo TFF’nin futboldan elde ettiği kaynaklarını, futbolun gelişimine yönelik harcamak yerine, finansal getiri elde etmek amacıyla nakitte kalmayı tercih eden, verimsiz bir stratejiye yöneldiğini gösteriyor.

Futbolun telaffuz ettirdiği rakamların bu düzeye ulaşması ve ulaştığı kitle, transferler, merchandise ürünleri, medya ve reklamcılık ve sponsorluk sektörleri ile de yoğun ilişki içine girmesi onu bacasız sanayi olarak adlandırılır hale getirir ve artık bir eğlence olmaktan öte çok ciddi bir iş kolu haline dönüşünce de başlı başına bir güç olan futbol karşılıklı iki takımın mücadelesinin ötesinde bir olgu haline gelir ve nihayetinde de tüm bunlar futbolun yasadışı ellerle yönetilmesi sorununu da ciddi derecede gündeme oturtur. Geçtiğimiz dönemde "Futbol ne?" sorusuna en iyi yanıtlardan birini de, "Kara parayı aklamak için en cazip alan futboldur. Futbolda hem şike hem de kara para var," diyen UEFA Genel Sekreteri Lars-Christer Olsson verir ve tarafımızca da yukarıda savlanan durumun en iyi dayanağını oluşturur.

Peki ekonomik boyutu bu denli göz kamaştırıcı olan futbolun ulaştığı kitlelerin büyüklüğü de ilaveten göz önüne alınınca Federasyonda seçim isteyen yada istemeyen tarafların birbirlerine karşı bu kadar agresif, bu kadar insaftan uzak saldırıyor olmaları da futbolun ekonomi politiğini oluşturuyor olsa gerek.

Hiç yorum yok: